gri şey boğazımı tırmalarken,
dinmez dumanların içinde,
kaybolur düşüncelerim.
düşündükçe,
zaman ve mekân
tüm anlamını yitirir,
yitirdikçe,
boşluktaki her var oluşum
kendini doğurur sonsuzluklarında.
kaçınılmaz tutsaklıklarım;
yavan sözlerden,
metal soğukluğu kafesteki sığ düşüncelerden
sıyrılıp gitmek ister.
her akşam, tüm benliğimle
soğuk dudaklarını ararım.
o ıslak, okyanus derinliği teninde boğulurcasına.
öpüşlerinin acısı,
her seferinde, kendini kendimde var eder.
güneş, yavaş yavaş gözlerini açar,
uyanılması gereken bir düşü hatırlatır bana.
ardından son sokak lambası da bırakır kendini
alaca karanlığa.
sessiz çığırışlarıyla, kimseye duyurmadan.
siyahlık tekrar doğurur ışığı,
bir yalana bahane bulur gibi
ve
en güzel dizelerim,
hep seni düşünürken aklıma gelir.